Jeneratörler (dinamolar) en basit anlamda, iletken bir tel bobini etrafındaki manyetik alanın değiştirilmesi ile elektrik üretilen cihazlardır. Michael Faraday'ın keşfettiği, Elektromanyetik İndüksiyon fenomenine göre çalışan bu makinelerden sizler de evlerinizde birer tane yapabilirsiniz. Yapacağınız jeneratör çok ufak ve üreteceğiniz elektrik bir hayli düşük miktarda olsa bile elektriğin doğasını anlamanıza yarayacak, videoda gösterilen bu minik jeneratörü yapmanızı tavsiye ederim.
Michael Faraday(Kaynak/Source: www.side3.no)
In English:A generator's working principle is based on Electromagnetic Induction discovered by Michael Faraday. Basicly a rotating magnetic field around a stationary wire coil can produce electricity. You can understand this phenomenon by making a simple generator. In the video below you are going to learn how to make a generator. Try this at home ;)
Elektrik Jeneratörü Animasyonu için buraya tıklayınız.
Click here to see an electric generator animation.
For English please look at the yellow entries.
Gece vakti eskort ve ambulans eşliğinde tırlarda taşınan U.F.O. (Unidentified Flying Object - Tanımlanamayan Uçan Cisim) benzeri cisimler. UFO benzeri diyorum, çünkü aşina olduğumuz UFO şekli olan disk yapısındalar. Görüntülerin Rusya'dan olduğu söyleniyor; ama arka fondan gelen sesler, konuşulan dilin İngilizce olduğunu gösteriyor. Bu cisimlerin UFO olması oldukça şüpheli. Karayolu ile üzerleri açık bir şekilde taşınması bunların UFO olması ihtimalini azaltıyor. Bir film sahnesi de olabilir, kim bilir? Siz de benim gibi bunların UFO olduğuna kendinizi inandırarak videodan etkilenmek istiyorsanız lütfen izleyiniz. Yorumlarınızı bekliyorum.
In English:Two transporters are carrying two UFOs in the streets of Russia. Ambulance and police escorts are accompanying them. But it is weird that they are being transported in the glare of publicity. And also one interesting point is that conversations are being made in English. May be it is just a movie scene. But I think it must be seen.
Kimyasal formülü Hg(SCN)2olan Civa-II-Tiyosiyanat, ısıya tabi tutulduğunda çok ilginç bir yanma tepkimesi oluşturmaktadır. Kendisi ve yanma ürünü zehirli olan bu bileşik yandığı zaman "Paraoh's Snake" ya da "Paraoh's Serpent" adı verilen (Türkçe Paraoh Yılanı; Firavun Yılanı; Yılan Yumurtası denilmektedir.) katı yılankavi uzantılar oluşturmaktadır. İlginç olduğu kadar ürkütücü de olan bu madde, hızlı bir ekzotermik tepkimeyle ve tepkimeye giren maddeden hacimce çok daha büyük miktarda meydana gelmektedir. Sanki bilim-kurgu filmlerinden çıkmış olan ilgili videolara geçmeden önce Civa-II-Tiyosiyanat hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.
(Mercury-II-Thiocyanate decomposes into a very interesting snaky, winding mass when it ignites. This mass is called Pharaoh's Snake or Pharaoh's Serpent. The combustion reaction occurs in a weird way like in science-fiction movies.)
Civa-II-Tiyosiyanat (Wikipedia'dan alınmıştır.)
Cıva-II-Tiyosiyanat bileşiği;
1. Potasyum tiyosiyanatın cıva-II-klorür ile olan reaksiyonu sonucu,
2. Cıva-II-nitratın amonyum tiyosiyanat (a) ya da potasyum tiyosiyanat (b) ya da sodyum tiyosiyanat (c) ile olan reaksiyonu sonucu veya
3. Tiyosiyanik asidin cıva oksit ile reaksiyonu sonucu
elde edilebilir. Bunlara ait tepkime denklemleri aşağıdaki gibidir:
(The mercury-II-thiocyanate compound can be synthesized by the reactions given below:)
1. HgCl2 + 2KSCN ---> Hg(SCN)2 + 2KCl
2. a) Нg(NO3)2 + 2NH4NCS ---> Нg(SCN)2 + 2NH4NO3
b) Hg(NO3)2 + 2KSCN ---> Hg(SCN)2 + 2KNO3 (Wohler Reaksiyonu)
2.a'daki reaksiyon ile Cıva-II-Tiyosiyanat eldesi hemen aşağıdaki videoda gösterilmiştir. Bu videoda elde edilen bileşiğin yanma reaksiyonu da gösterilmiştir.
(One of the mercury-II-thiocyanate synthesis method is shown below and combustion reaction of the compound is also given.)
Peki yanma sonucu ortaya çıkan ürünler nelerdir?
Yanma sonucu açığa çıkan ve suda çözünmeyen kahverengi bileşiğin büyük çoğunluğu karbon nitrürdür (C3N4). Bunların yanında cıva-II-sülfür ve karbon disülfür yan ürün olarak oluşur.
(I) No'lu reaksiyonda açığa çıkan cıva-II-sülfür ise tekrar oksijen ile yanar ve cıva buharı ve kükürt dioksit gazı oluşturur:
HgS + O2 → Hg + SO2
Firavun'un Yılanı (gorepent.com'dan alınmıştır.)
Cıva-II-Tiyosiyanatın fenomenal yanma reaksiyonu için aşağıdaki videolara mutlaka göz atın.
(Please watch the four videos of the mercury-II-thiocyanate's phenomenal combustion reactions.)
Cıva-II-Tiyosiyanat zehirli bir madde olduğundan bu tip bir deney yapılırken eldiven kullanılmalı, havalandırma sistemi iyi olan bir laboratuvarda çalışılmalı ve deney sonucu açığa çıkan gaz solunmamalıdır. Bu deneyin bir benzeri ise zararsız sayılabilecek kimyasallar ile yapılabilmektedir: Sodyum bikarbonat (bildiğiniz kabartma tozu) ve sakkaroz (diğer adıyla sükroz, yani pudra şekeri). Ortaya çıkan kimyasal yılanımızın adı ise bu sefer "Black Snake (Glow Worms)" oluyor. Adından da anlaşıldığı gibi yanma ürünü siyah renkli olduğundan "Kara Yılan" denilmiş.
(Producing Pharaoh's Snake with these reactions is toxic. When you try to do this experiment you should use gloves and you shouldn't inhale fumes and you shouldn't touch the compounds with your hands.On the other hand, there is a safe, non-toxic wayof getting different chemical snakes. You can use sodium bicarbonate (baking soda) and sucrose (sugar). With this mixture you can make a chemical snake called Black Snake (Glow Worms) because of its colour. But it is not so impressive as Pharaoh's Snake.)
For English please look at the end of this post.
Onlarca ülkeden binlerce bilim adamı ve mühendisin bir araya gelerek çalıştığı İsviçre-Fransa sınırında yer alan ve dünyanın en büyük ve en ünlü deneyinin gerçekleştirildiği CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) tesisindeki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (Large Hadron Collider - LHC) yerin ortalama 100 metre altında inşa edilmiştir. Peki ışık hızının % 99,9'una tekabül eden bir hızla hareket eden proton ve iyon demetlerinin karşı istikamette hareket ettirilerek çarpıştırıldığı 27 km uzunluğundaki bu dairesel tünel (LHC) neden yerin altında? Bazıları yerin altında çok gizli deneyler yapıldığını (örneğin yüksek teknolojili silahlar elde etmek için çalışıldığını) düşünse de gerçek nedenler aşağıda sıralamış olduklarımdır:
1. LHC makinesinin kurulu olduğu tünelde yine şimdiye kadar yapılmış en büyük parçacık hızlandırıcılardan biri olan Large Electron–Positron Collider - LEP (Büyük Elektron-Pozitron Çarpıştırıcısı) makinesi mevcut idi. 2000 yılında kaldırılan bu hızlandırıcı yerine LHC kurulmuştur. Yeni bir tünel kazmaktansa varolan birine LHC makinesini kurmak daha ucuza mal olacağı için CERN'in yeni çarpıştırıcısı burada inşa edilmiştir. Tünel ortalama olarak yerin 100 metre altındadır; fakat % 1,4'lük eğime sahip olan tünelin derinliği jeolojik faktörlerden ötürü 50 metre (Cenevre Gölü'ne doğru) ile 175 metre (Jura Dağları altında) arasında değişmektedir.
2. Yer kabuğu radyasyonu önlemek için iyi bir kalkan görevi görmektedir. Yer kabuğu, radyasyonun iki yönlü olarak diğer tarafa geçmesine engel olur. Açık olmak gerekirse, LHC'de yapılan deneyler sonucu açığa çıkacak radyasyonun insanların yaşadığı yüzeye geçmesini önlediği gibi, güneşten gelen ve yer üstünde oluşan radyasyonun da yerin altına nüfuzunu engelleyip LHC'ye bağlı dedektörleri etkilemesinin önüne geçer.
LHC çarpıştırıcısının yer aldığı tünel yüksek maliyet nedeninden dolayı eğimli kazılmıştır. Tünel, LEP için kazılmaya başlandığında dikey şaftların (malzeme, makine ve personelin sevki için açılan dikey kuyular) maliyeti oldukça yüksekti. Bu nedenle tünelin Jura Dağları altında kalan kısmının derinliği minimize edilmiştir. Bunun yanında tünelin yerleşimini kısıtlayan jeolojik etmenlerden biri de molas tabakasıydı (molasse-green sandstone). Tünel, bu tabakanın üst kısmından minimum 5 metre derinlikte kazılmalıydı.
In English:The reasons of the underground location of LHC at CERN:
1. The LHC was found in a tunnel which was already in existence for Large Electron–Positron Collider - LEP. LEP was the previous big collider at CERN and it was shut down and dismantled in 2000. Constructing a new collider in this old tunnel was cheaper than excavating a new tunnel.
2. The Earth's crust is an useful shield for radiation. It reduces the amount of natural radiation that reaches the LHC and its detectors. In the same way the radiation created by LHC is safely shielded by the crust. Therefore, the radiation can't reach nature and detectors.
Nature'da yeni yayımlanan makaleye göre 2,7 ila 1,7 milyon yıl önce yaşamış olan iki insan türünün atalarından erkek olanlar evinden ayrılmazken dişiler bunun aksine yolculuk ederlerdi.
İlk insan türünün erkek bireyleri evden fazla uzak kalmazken dişiler doğdukları bölgeyi terk etmeye daha fazla meğillilerdi. Dağılım modelleri incelendiğinde diğer primatların bazılarında da aynı şekilde dişinin doğduğu yeri ileride terk ettiği görülmektedir. İnsanlar ve diğer primatlar arasındaki bu ilginç davranışın akraba içi çiftleşmeyi önlemek için uygulandığı düşünülmektedir; fakat bilinmeyen şey, dişinin kendi isteğiyle mi yoksa erkeğin baskısıyla mı doğduğu yerden ayrılmış olduğudur.
detectingdesign.com'dan alıntıdır.
Boulder'daki Colorado Üniversitesi Antropoloji Bölümü'nün misafir profesörü ve ilgili makalenin baş yazarı Sandi Copeland'e göre herhangi bir primat topluluğundaki erkekler ya da dişiler veya her ikisi, sonunda doğdukları topluluğu terk edip farklı topluluklar oluşturmalı veya farklı topluluklara katılmalılar. Bunun önemli nedenlerinden biri akraba içi ilişkiyi önlemek.
archeologia.com'dan alıntıdır.
Copeland ve takımı bu araştırmayı yapmak için farklı zaman periyodlarında fakat komşu mağara sistemlerinde yaşamış olanAustralopithecus africanus veParanthropus robustus bireylerine ait 19 dişi analiz ettiler. Araştırmacılar Lazer Ablasyon tekniğini kullanarak dişlere yönelttikleri lazer ışınları ile metal stronsiyum elementinin izotop oranlarını ölçtüler. Stronsiyum insan azı dişine tahminen 8-9 yaşlarında yerleşmektedir. Stronsiyum izotop oranları bu ilkellerin yedikleri yiyeceklerin yansıması olup yiyecekler de bu canlıların jeolojik yaşam alanlarına işaret etmektedir. Dünya'daki farklı jeolojik alanların bilinen stronsiyum değerlerinden yola çıkarak bilim adamları eski insanların Afrika'da mı yoksa Yeni Dünya'da mı doğduğunu anlamaktadır.
periodictable.com'dan alıntıdır.
In English:Fossil teeth of early human species hint that female individuals tended to leave their birth places and join other communities while the males stayed close to home where they were born.
EndeavourNASA'nın 5. ve son üretilen uzay mekiğiydi. Endeavour, 28 Ocak 1986 tarihinde sağ taraf roket katı yakıt hızlandırıcısı üzerindeki bir O-ring arızasından dolayı uçuşunun 2. dakikasında infilak eden ve 7 mürettebatının canına malolan Challenger adlı mekiğin yerine yapılmıştı. 12 Mayıs 1992 tarihinde STS-49 adlı ilk uçuşunu gerçekleştiren Endeavour, Uluslararası Uzay İstasyonu'na (UUİ) ilk giden ve ayrıca ilk kez gece fırlatılan mekikti. STS-134 adlı son görevini Alfa Manyetik Spektrometresi'ni UUİ'ye taşıyarak Mayıs 2011'de tamamladı. 25. ve son uçuşunda Dünya yörüngesinde 248 tur atan ve 10.477.185 km yol katedip Kennedy Uzay Merkezi'ne inen Endeavour, 18 yıllık kariyerinde toplam 299 gününü uzayda geçirdi, 4671 kez yörüngeyi dolaştı ve 197.761.262 km'lik yol yaptı. NASA'nın söylediğine göre Endeavour emekliliğini Los Angeles'taki California Science Center adlı müzede geçirecek. NASA elindeki mekikleri emekliye ayırıp uçuş masraflarını kısarak UUİ'nin daha uzağına gidecek mekikler yapmayı planlamakta. Son görevini tamamlayıp yere inişini gösteren videoyu ve görsel olarak etkileyici olduğunu düşündüğüm birkaç görüntüsünü aşağıda paylaştım.
In English: "Space shuttle Endeavour completed its final flight by delivering the Alpha Magnetic Spectrometer to the International Space Station during the STS-134 mission." said NASA. In its 18-year career Endeavour spent 299 days in space. Here is the landing video of the last mission and some of the impressive photos of Endeavour.
Kara delikler, hiçbir şeyin hatta ışığın bile onlardan kaçamayacağı derecede yüksek kütle çekimine sahip büyük kütleli uzay cisimleridir. Ona gelen tüm ışığı soğurdukları ve hiçbirini yansıtmadıkları için KARA olarak nitelendirilirler. Varolan fizik kuramlarının tam olarak açıklayamadığı, kara delik merkezinde yaşanan olayların hala bir sır olduğu ve bu nedenle sadece kütle, açısal momentum ve elektriksel yük gibi parametrelerle tanımlanan astrofizik karmaşasıdır. Peki etrafındaki her şeyi muazzam bir şekilde içine çeken ve kaçış imkanı tanımayan bu cisimlere doğru ilerlediğinizi düşünün. Uzayın ve zamanın nasıl değiştiğini aşağıdaki video açıklıyor.
In English:Nothing, not even light can escape from a black hole. So what would happen if you fell into a black hole? The answer is in the video given below.